Yüzme sporu, kara sporlarına veya aktivitelerine kıyasla iki önemli fark içerir. Birinci fark, karada olduğu gibi istediğiniz her an ve biçimde nefes alamazsınız. İkinci fark ise, suyun havaya kıyasla çok yoğun bir ortam olması nedeniyle, vücudunuzun su ile temas eden her noktası, hareketinizi yavaşlatan etkin bir dirençle karşı karşıya kalır. Dolayısıyla, yüzme ve buna bağlı nefes tekniklerini ne kadar geliştirirseniz, her iki unsurun uyumuyla yüzme sporunda o kadar başarılı olursunuz.

Bu teknik, suda gözleri açmaktan stile, başın, ellerin, kolların, ayak ve bacakların pozisyonlarına, suya nasıl ve ne açı ile kuvvet verileceğinden dolayı kolların nasıl dinlendirileceğine, nefes vererek suya yüklenişten kasları nasıl rahatlatmaya geçileceğine, hareketlerin kesintisiz olmasının nasıl sağlanacağından, suda kayma ismi verilen zirveye nasıl varılabileceğine dair unsurları içerir ve her ayrıntısı hidrodinamik bilimiyle ilintilidir.

Yüzme sporu, kelebek, sırtüstü, kurbağalama ve serbest olarak adlandırılan dört stilden oluşur. Sırtüstü stili dışında, diğer üç stilde nefes, ağız su içerisindeyken ve yüzülen stile bağlı olarak tek veya iki kolunuz suya var olan gücünüzle yüklendiğinizde verilir; su dışındayken ise alınır. Bu, gece ve gündüz, siyah ve beyaz kadar belirgin bir kuraldır. Suyun altında nefes alamazsınız, fakat ağzınız suyun dışına çıktığında hem nefes verip hem de alırsanız, yüzme hareketiniz ya o anda ya da birkaç kulaç sonrasında, yanlış ve yetersiz oksijen alımı nedeniyle durmak zorunda kalır.

Buna tıkanma da diyebiliriz. Çünkü sürekli bir yüzmede, başınızın ve dolayısıyla ağzınızın daha çok su altında kalması, fakat kısa bir zaman ve yalnızca nefes almak için su dışına çıkması gerekmektedir. Bu zaman dilimi, yüzme hızına göre bir saniyenin altında veya oldukça az üstündedir. Dolayısıyla hem nefes alıp hem de verecek vakit bulunmamaktadır. Öte yandan, yüzme performansınızın iyi olabilmesi için, bu kısa sürede derin nefes almanız gereklidir ki, enerjinizin sürekliliğini sağlayacak oksijen hücrelerinize kadar yeteri kadar ulaşabilsin.

Aynı şekilde, ciğerlerinizdeki kirli hava ve karbondioksitin de hızlı bir şekilde dışarı atılması gereklidir. Oldukça önemli olan bu aksiyonu yapmanın can alıcı noktası, suyun içine ağızdan ve burundan hızlı ve derin nefes vermekten geçer. Suyun içine derin ve hiddetli nefes vermelisiniz ki, meydana gelecek vakum etkisini de kullanarak, ağzınız suyun dışına çıktığında derin ve hızlı nefes alabilirsiniz. Ciğerlerdeki tüm havayı suya boşalttığınız için, su üstüne çıktığınızda dışarı verilecek hava kalmayacak ve yalnızca nefes alma pozisyonunda olacaksınız.

Sırtüstü durumda ise ağzınız ve burnunuz zaten hava ile temastadır fakat yine de temel kural aynıdır, yani bir kolunuzla suya yüklenirken nefes verilir. Diğer kol suya yüklenme pozisyonuna geçinceye kadar nefes alınır. Bu durumda da unutulmaması gereken, nefes verirken ağız ve burnu kullanmak, alırken ise yalnızca ağızı kullanmaktır. Yüzmede nefes tekniği ile ilgili diğer önemli detay, yalnızca ağızdan nefes alma gerekliliğidir. Bilindiği gibi, burnunuza ani şekilde kaçan en ufak bir su zerresi bile oldukça rahatsız edici bir hisse, genzinizin tıkanmasına ve hatta insana göre değişen dozda paniğe sebep olabilir. Bu da yüzmede yanlış nefes alıp verme dışında bulunan diğer tıkanma sebebidir. Nefes verirken burnun kullanılması, ciğerlerdeki kirli havayı bir anda boşaltmayı kolaylaştırdığı gibi aynı anda da burna su kaçmasının önüne geçer.

Yüzme sırasında doğru nefes tekniklerinin yanı sıra, vücut duruşu ve suyla olan temasın optimize edilmesi de önemlidir. Suyun direncini en aza indirmek için hidrodinamik pozisyonlar benimsenmelidir. Bu, yüzme hızınızı artırır ve enerjinizi daha verimli kullanmanızı sağlar.

Özetle, yüzme sporunda başarılı olmanın anahtarı, nefes alma ve verme tekniklerini doğru bir şekilde uygularken, vücut pozisyonunu ve hareketlerini suyun direncine uygun şekilde düzenlemektir. Bu teknikler, yüzme performansını artırmanın yanı sıra, su içerisinde daha rahat ve güvenli bir şekilde hareket etmenizi sağlar.